Mehmet Hanifi GÜLEL
Türkiye’de ambalajlı su pazarı hacminin 2023’yılında yaklaşık 10,7 milyar litreye ulaştığını aktaran Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı Yaşabey Kalebaşı, sektördeki toplam cironun ise 2023 yılında yaklaşık 23,6 milyar TL’ye ulaşması beklendiğini söyledi.
Derneklerinin 33 üyesi olduğunu ve Türkiye’deki ambalajlı su sektörün yüzde 75’ini temsil ettiğine dikkat çeken Kalebaşı, direkt olarak 15 bin kişi, dağıtıcı ve nakliyecilerin de eklenmesiyle yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağlandığını kaydetti. Sektörün kapasite kullanım oranının yüzde 40’larda olduğunu bildiren Kalebaşı, yaz aylarında yüzde 70’lere çıktığını ifade etti.
‘’Filtre sistemi sudaki bütün değerleri yok ediyor’’
Türkiye’de ambalajlı su tüketiminin önündeki en büyük engellerden bir tanesinin arıtma sistemlerine çok büyük bir dönüşün olduğunu ifade eden Kalebaşı, yaptırdıkları araştırmaya göre sadece İstanbul’da hanelerin yüzde 40’ında filtre sisteminin kullanıldığını bildirdi.
Filtrasyon sisteminde iki önemli unsurun olduğuna vurgu yapan Kalebaşı, ‘’Bir tanesi çok büyük bir atık su oluşturuyor. Ortalama 1 litre su üretmek için 5 ile 10 litre atık su oluşturuyor.
Su normal şartlarda barajlardan sisteme verilerken belirli bir arıtma sisteminden geçiyor. Musluktan bir daha arıtılmış sistemden geçtiği zaman önemli miktarda atık su ortaya çıkarıyor. Filtre sistemi sudaki bütün değerleri yok ediyor. Yani vücut boş bir suyu tüketmiş oluyor. Filtrenin kirliğine göre sağlığa zarar v ren bakteriler de oluşuyor. Hanelerin yüzde 40’ı kullandığı düşünüldüğünde, son yıllarda barajların yetersiz kalmasının en büyük etkilerden bir tanesinin arıtmadan boşa atılan sudan kaynaklanıyor’’ dedi.
Ambalajlı suyun yüzde 99’unun doğal kaynak ve minareli su olduğuna vurgu yapan Kalebaşı, doğanın verdiği dengeli minareler sayesinde ambalaj yapılabildiğini aktardı. Kalebaşı, ‘’Sağlık Bakanlığı tarafından bütün izinler alınıyor ve sürekli denetleniyor. Dolaysıyla ambalajlı su kullanmak aslında sağlık için olmazsa olmaz bir şey. Vücudun istediği değerleri sudan alabilmemiz mümkün’’ diye konuştu.
Kişi başı ambalajlı su tüketimi 126 litre
Türkiye’de kişi başı ambalajlı su tüketiminin 2023’te 61 litresi PET ve cam, 65 litresinin ise damacana olmak üzere toplamda 126 litre olması beklendiğini aktaran Kalebaşı, son yıllarda PET şişe satışlarında artış yaşandığını ifade etti. Bunun da sebebinin evde yaşayan birey sayısında düşüş olması ve tek yaşayanlardan kaynaklandığını söylen Kalebaşı, Türkiye’de suyun yüzde 50’sinin PET şişede, yüzde 50’sini ise damacanada satıldığını aktardı.
Ambalajlı suyun fiyatlarına da değinen Kalebaşı, ‘’Türkiye’de fiyatlar AB’ye göre yarı yarıya daha ucuz. AB’de bizim gibi doğal minareler olan sular 5,5 ile 6,5 euroya satılıyor. Bizim markette satış fiyatımız 2 dolarlar civarında. Türkiye’de rekabetçilik ortamı fiyatları aşağıya çekiyor.
Su fiyatının büyük bölümü bireysel hizmet ve dağıtımdan kaynaklanıyor. Dağıtım maliyeti satıldığı bölgeye göre 30 ile 50 TL arasında değişiyor. Bir de çift yönlü nakliye olduğu için yaklaşık 20 TL de getir götür maliyetinin yanında üretim ve ambalaj maliyeti de var. Piyasada oluşan fiyatlar da 60 ile 100 TL arasında bulunuyor’’ açıklamasında bulundu.
100 ülkeye su ihracatı yapılıyor
Türkiye’den 100 ülkeye su ihracatının yapıldığını dile getiren Yaşabey Kalebaşı, ‘’Sektörümüz başta Almanya olmak üzere, İngiltere, BAE, Irak, Belçika, Danimarka, Fransa, Avusturya, ABD, Japonya ve Libya gibi ülkelere su ihracatı yapılıyor. Türkiye’deki suların dünyadaki veya Avrupa’daki diğer markalara göre daha kaliteli olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bir şekilde ihracatın artacağını öngörüyorum. 2022’de TÜİK verilerine göre 69,5 milyon dolarlık 387 bin 813 ton ambalajlı su ihraç ettik. Bu rakam 2023’te ise 74.2 milyon dolara karşılık 392,2 bin ton su ihraç edildi’’ dedi.
Afet durumlarına yönelik Kızılay ile plan yapılacak
Deprem gibi afet dönemlerinde ambalajlı suyun önemine dikkat çeken Kalebaşı, son yaşanan depremden edindikleri deneyimle ambalajlı suyun ne kadar hayati önemde olduğunu gördüklerini açıkladı. Yeni dönemde Kızılay’la görüştüklerini dile getiren Kalebaşı, ‘’Kızılay’la birlikte afetlere durumlarına karşı plan projeler yapmayı planlıyoruz’’ dedi.
Öte yandan, PET şişelerin dönüşümü için yıl sonuna kadar başlaması planlanan depozito sistemi için de bütün şişlere dönüşüm barkodu koydukları bilgisini veren Kalebaşı, barkot olmadan makinelerin şişeleri geri dönüşüme göndermediğini vurguladı.